DEPREMDE 56 KİŞİYİ SAĞ ÇIKARAN EKİP ZEYNEP'İ UNUTMADI
DEPREMDE 56 KİŞİYİ SAĞ ÇIKARAN EKİP ZEYNEP'İ UNUTMADI
Asrın felaketinde deprem bölgesinde 56 kişiyi sağ kurtaran I.S.A.R ekipleri yaşadıklarını anlattı. 50 saatlik enkaz çalışması neticesinde Zeynep Kahraman'ı sağ çıkartan fakat hastaneden ölüm haberini alan ekipler, bu olaydan çok etkilendiklerini belirterek, duygu dolu anlarını paylaştı.
Asrın felaketinde deprem bölgesinde 56 kişiyi sağ kurtaran I.S.A.R ekipleri yaşadıklarını anlattı. 50 saatlik enkaz çalışması neticesinde Zeynep Kahraman'ı sağ çıkartan fakat hastaneden ölüm haberini alan ekipler, bu olaydan çok etkilendiklerini belirterek, duygu dolu anlarını paylaştı.
(İHA) - Enkaz altında Kahraman ile Türkçe konuşan Alman doktor Daniel Lankers de, "Zeynep Hanım ile beraber bağ kurduk, çok güçlü bir kadındı. Bize her zaman güç verip destek çıktı" dedi.
Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen asrın felaketinde I.S.A.R (Uluslararası Arama ve Kurtarma) ekipleri de sahada canla başla çalıştı. Depremin ilk gününden itibaren Hatay Kırıkhan’da görevlendirilen ekip, Türkiye’den 210, Almanya’dan 130 kişi ve arama kurtarma köpekleriyle beraber enkazlarda çalıştı. Yaptıkları çalışmalarla 56 kişiyi enkaz altından sağ çıkaran ekip, bölgede yaşadıklarını anlattı.
Ekip, depremin 104'üncü saatinde Kırıkhan'da yıkılan binanın enkazında kalan Zeynep Kahraman'ı kurtarmıştı. Kahraman'ın kardeşi Zübeyde, ablasını kurtaran ekiplere ağlayarak sarılıp, ellerini öpmüş ve teşekkür etmişti. Enkazdan çıkarılan 3 çocuk annesi Kahraman, hastanede hayatını kaybetmişti. Yaklaşık 50 saat süren çalışmanın ardından kurtarılan Zeynep Kahraman enkaz altındayken eşi ve 3 çocuğunun cansız bedeninin de yanında olduğu öğrenildi. Kahraman enkaz altındayken ona Türkçe ‘Zeynep Hanım, korkma’ diyen I.S.A.R ekibinin Alman doktoru Daniel Lankers de görüntülü konuşmayla yaşadığı üzüntüyü anlattı.
"Toplam 56 kazazedeyi enkazlardan canlı olarak çıkarabildik"
Ekip olarak deprem bölgesinde yürüttükleri arama kurtarma çalışmalarını anlatan I.S.A.R Türkiye Başkanı Umut Yoldadurmaz, "İlk meydana gelen depremin ardından yaklaşık 5-6 dakika içerisinde olayın ne olduğu belli olmaya başladı. Telefon trafiğine girdik ve 04.45 itibariyle ekiplerimizi teyakkuz haline geçirdik. Ekiplerimiz operasyona çıkacakmış gibi araç yüklemeye, hazırlamaya, personel manifestolarımız hazırlanmaya başlandı. S4 seviyesinde yardım ilanı yapılmasından sonra da Kocaeli AFAD’dan gelen onayla çıkış yaptık. İlk olarak 25 kişilik öncü ekibimiz ve 2 kişilik keşif ekibimiz çıktı. Olayın vahametini gördükten sonra bütün ekiplerimizle sahadaydık. Toplamda 340 kişiyle sahada görev yaptık. Bunun içinde medikal ekibimiz ve Almanya'dan gelen 130 kişilik ekibimiz de var. Onların haricinde kalanlar zaten I.S.A.R’ın Kocaeli gönüllüleriydi. Diğer illerimizin ekiplerini farklı noktalarda insani yardımlarda değerlendirdik. Çünkü eğitim süreçlerini daha tamamlamamışlardı. Hatay Kırıkhan’da görevlendirildik. Kırıkhan’a girdiğimizde bir karar vermemiz gerekiyordu. Ya bir enkazda kalıp nitelikli ama daha az insanı kurtararak çalışma yapacaktık ya da daha çok enkazda daha çok insana ulaşarak operasyon gerçekleştirecektik. Biz ikinci olanı tercih ettik. Kırıkhan’a ilk giden ekip bizdik. Kırıkhan’a girdiğimizde aşırı enkaz olmasından dolayı afet triajı yaparak arama kurtarma yapmamız gerekti. Enkaza çıkıp kaba arama, sesli arama yaptık. Son bir dinleme yaptığımızda ses yoksa yandaki enkaza geçtik. Yaptığımız çalışmalarla Almanya ekibimizle beraber toplam 56 kazazedeyi enkazlardan canlı olarak çıkarabildik. İlk 2 gün çıkardığımız cansız beden ve hayvan dostlarımızın sayısını ne yazık ki tutamadık” diye konuştu.
"Zeynep abla canlı çıksın diye vardiya değiştirmek istemeyen personelimiz bile oldu"
Enkaz altından canlı çıkardıkları Zeynep Kahraman ile bağ kurduklarını ve hastaneden gelen ölüm haberinin kendilerini çok üzdüğüne değinen Umut Yoldadurmaz, Kahraman’ı kurtarmak için yapılan 50 saatlik çalışmadan bahsetti. Yoldadurmaz, "Bizi en çok etkileyen olaylardan biri Zeynep Kahraman ablamız olmuştu. Alman ekibimizle ortak kurtarmıştık. Aşağı yukarı 4 kat altımızdaydı ve kurtarma sesini duymamızın üzerinden 50 saat geçmişti. 50 saat boyunca Zeynep abla ile konuştuk, ekstra mesai harcadık. Ekibimizde personelimizin Zeynep abla çıksın diye vardiya değiştirmek istemediği bile oldu. Nitekim 42’nci saatte Zeynep ablayı çıkarabilecek durumdaydık. Bu sefer de medikal ekibimiz çıkarmak için onay vermedi. Doktorumuzun talimatıyla içeride müdahale edilip, sonrasında hastaneye sevk edilmesi gerektiği söylendi. Yaklaşık 8 saat, doktorumuz enkaz içinde Zeynep ablaya müdahale etti. Nitekim, 8 saatin ardından toplamda afetin 104. saatinde Zeynep ablayı büyük bir sevinçle çıkardık. Zeynep ablayı sağlık ekiplerine teslim ettik. Maalesef her şeyi doğru yapsak da ilahi bir karar var. Yaklaşık 1 gün sonra ablamızı hastanede kaybettik. Bu aslında ekibimizin tam anlamıyla kırılma noktası olmuştu. 340 kişinin enkazlarda, bir yerlerde ağladığına ben gözlerimle şahit oldum. Enkaz altından çıkardığımız 56 insanın hepsini ad olarak biliyoruz, neler yaşadıklarını biliyoruz. Hepsi hafızalarımızda yerini koruyor. Enkazları normalde bina adı olarak kodlarsınız ya biz öyle kodlamamışız. Aycan ile Aysel’in binası, Zeynep ablanın binası, Sevnur teyzenin binası gibi kodlamışız. Aslında enkazların hepsi bizde çıkardığımız insanlarla özdeşleşmiş" ifadelerini kullandı.
"Cümleler boğazımızda düğümlendi"
Hastaneden Zeynep Kahraman’ın vefat haberini aldıktan sonra haberi ekibe vermekte oldukça zor anlar yaşadığını belirten I.S.A.R Türkiye Genel Koordinatörü Bünyamin Aydın ise "Bizi en çok etkileyen konulardan bir tanesi Zeynep Kahraman ablamızın ölüm haberiydi. Ölüm haberini alır almaz önce Alman ekibiyle bir toplantı yapıp Almanca olarak durumu bilgilendirdik. Daha sonra Türkiye ekibimize anlatmak için dışarıda ekiple buluştuk. Onlara anlatırken cümleler boğazımızda düğümlendi. Çünkü bizim için Zeynep ablanın oradaki tavrı, orada bize gösterdiği ilgi ona ‘Ablacım nasılsın?’ diye sorduğumuzda, ‘Biz iyiyiz, sizler nasılsınız?’ şeklinde karşılık vermesi bize güç verdi. Dolayısıyla aramızdaki bağ farklı bir bağ olmuştu. 50 saate yakın enkaz çalışması gerçekleştirdik. 104’üncü saatte onu canlı kurtarmanın sevincini yaşarken akşam üzeri gelen ölüm haberi bizi çok derin üzüntüye boğdu. Böyle durumlarda profesyonel kalmamız gerektiğini her daim hatırlıyoruz ama bazen de böyle bağlarımız oluşuyor. Üzülmemizin ardından profesyonelliğimizi koruyarak başka çalışmalara aktif ve güçlü bir şekilde devam etmemiz gerekiyor. Bizi, bilhassa beni en çok üzen olay bu olmuştu. Çünkü biz bu konuda hakikaten çok büyük bir emek sarf ettik. Bu emeğin karşılığını da aldık. Fakat şöyle bir gerçek var ki biz ona ailesiyle vedalaşmayı sunduk. Yani, son saatlerini sevdikleriyle, ailesiyle beraber konuşarak, yanlarında kalarak geçirmesini sağladık. Bu da bizim için çok önemliydi. Bize bıraktığı miras, enkaz altında kalan bir insanın her an umudunun var olduğu, o umutla beraber bize güç verdiğiydi. Etrafında vefat etmiş ailesi olmasına rağmen ve kendisi de enkazda olmasına rağmen sorduğumuzda, ‘Bana dua edin, ben iyiyim. Sizler nasılsınız?’ diyebilen biriydi. Düşünsenize, bütün hayatı o an bitiyor ve tek o kalıyor. Bu miras bizim için çok önemliydi" şeklinde konuştu.
"Ona kendi dilinde hitap etmem farklı bir bağ oluşturmamıza sebep oldu"
Enkazda Zeynep Kahraman ile Türkçe konuşan I.S.A.R doktoru Daniel Lankers de görüntülü konuşmayla bağlanarak, duygu ve düşüncelerini aktardı. Lankers, "Ben doktor olarak genellikle hastalarımla daha sıkı bir bağlantı kurmak için bazen kendi dillerinde hitap etmek durumundayım. Bununla beraber daha güçlü bir bağ kuruyorsun. Biz orada 50 saat enkazda çalışırken sık sık zaten Zeynep Hanım ile konuştum. Benim Daniel olduğumu da biliyordu. Fakat ona kendi dilinde hitap etmem tabii ki farklı bir bağ oluşturmamıza sebep oldu. Bizim oradaki duygularımız belli bir profesyonellikte olmakla beraber Zeynep Hanım ile beraber bağ kurduk, çok güçlü bir kadındı. Bize her zaman güç verip destek çıktı. Oradan çıkması gerektiğini ve bizim de onunla beraber bunun için çalıştığımızı anlayınca hiç pes etmedi. Her zaman bizimle beraber aktif rol aldı. Tabii, ölüm haberiyle beraber üzüntümüzün çok fazla olduğunu herkes biliyordu. Çok derinden etkilendik ama biz ona ailesiyle vedalaşmayı sağladık. Bizim için onur verici" diye konuştu.
I.S.A.R nedir
Almanya’da kurulan sivil toplum kuruluşu olan I.S.A.R ismini, "Uluslararası Arama ve Kurtarma" kelimesinin baş harflerinden aldı. 2021 yılının haziran ayında Türkiye ekibi ise Kocaeli’de kuruldu. Orman yangınlarında görev alarak Türkiye’de resmi olarak çalışmalarına başlayan I.S.A.R ekibi, ardından Kastamonu’daki sel felaketinde görev yaptı. Düzenli olarak 2 senedir Kocaeli sahillerinde de faaliyette bulunan ekip, bugüne kadar 300 kişiyi boğulmaktan kurtardı. Son olarak Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Hatay Kırıkhan’da görevlendirilen ekip burada da 56 kişiyi enkazdan canlı olarak çıkardı. Türkiye’de ilk olarak 10 kişiyle kurulan I.S.A.R’ın bugün 400’den fazla gönüllüsü bulunuyor. Deprem bölgesinde arama kurtarma çalışmaları haricinde insani yardım çalışmaları da sürdüren I.S.A.R ekipleri medikal destek de sunuyor.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.