LASTİK İŞ havuz

KANSERDE ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR

SAĞLIK 04.02.2022 - 16:59, Güncelleme: 04.02.2022 - 16:59
 

KANSERDE ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR

Kanser hem dünya hem ülkemiz için ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer almaktadır. Ölüm nedenlerine bakıldığında dünya geneli için yaklaşık her 6 ölümden birinin, ülkemiz için ise her 5 ölümden birinin kanser nedeniyle gerçekleştiği görülmektedir.

Kanser başlıca; tütün kullanımı, yüksek beden kitle indeksi (fazla kilolu ya da şişman/obez olma), meyve ve sebzeden fakir beslenme, yetersiz fiziksel aktivite ve alkol tüketimi gibi başlıca beş davranışsal ve beslenme ile ilgili risk faktöründen kaynaklanmaktadır. Oysa yine günümüz şartlarında kanserlerin %30-50’ye yakınının, risk faktörlerinden kaçınma ve mevcut kanıta dayalı önleme stratejilerinin uygulanması yoluyla önlenebilir durumda olduğu bilinmektedir. Ayrıca, erken tanı konmuş ve uygun şekilde tedavi edilmişse birçok kanserin iyileşme olasılığının da yüksek olduğu bilinen bir gerçektir. Kansere neden olabilecek başlıca etmenler; ·         Sigara ve dumansız tütün ürünlerini de içeren tütün kullanımı Fazla kilolu veya obez olmak Düşük meyve ve sebze alımını içeren sağlıksız beslenme Fiziksel aktivite eksikliği Alkol kullanımı Cinsel yolla bulaşan Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonu Hepatit veya diğer kanserojen enfeksiyonlara maruziyet İyonlaştırıcı ve ultraviyole radyasyon maruziyeti Kentsel hava kirliliği Katı yakıt kullanımından kaynaklanan iç mekân dumanı Tütün kullanımı, kanser gelişimi yönünden en önemli risk faktörü olup kansere bağlı ölümlerin yaklaşık %22’sinden sorumludur. Akciğer kanserinin yanı sıra özefagus, mesane, böbrek, pankreas, mide, serviks (rahim ağzı) kanserlerinden de sorumlu olduğu bilinen tütün kullanımı, hangi yaşta olursa olsun terk edildiğinde kişinin yaşam kalitesi ve yaşam süresi üzerinde anlamlı bir fark yaratmaktadır. Obezite ve kanser ilişkisine dair yapılmış çok sayıda epidemiyolojik çalışma obezitenin kansere neden olmasının yanı sıra kanser tedavisine yanıtın azalmasına, hastalık seyrinin bozulmasına ve artmış ölüm oranlarına neden olduğunu da ortaya koymaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, sağlıklı bir kiloyu korumak ve fiziksel olarak aktif olmakla bağırsak, meme, rahim, yumurtalık, pankreas, yemek borusu, böbrek, karaciğer, safra kesesi kanserlerinin gelişim riski önemli ölçüde azaltılabilmektedir. Yaşam tarzı değişiklikleri (örneğin günlük 30-40 dakikalık yürüyüşler, liften zengin meyve sebze ağırlıklı beslenme gibi) ile kansere karşı anlamlı risk azaltımı sağlanması mümkündür. Sindirim ve boşaltım sisteminin farklı türde kanserleri ile ilişkisi olduğu ispatlanmış olan alkol tüketimi, kanser gelişim riskini azaltmada bireysel farkındalık ve çaba ile önemli oranda önlenme şansına sahiptir.   Ülkemizde yürütülen Ulusal Kanser Tarama programımızda, Meme kanseri taraması; 40-69 yaş arasındaki kadınlara yılda bir kez klinik meme muayenesi yapılmakta, 2 yılda bir mamografi çekilmektedir. Rahim ağzı kanseri taraması; 30- 65 yaş arası  kadınlara 5 yılda bir HPV-DNA ve smear testi ile yapılmaktadır. Kalın bağırsak kanseri taraması; 50-70 yaş arasındaki kadın ve erkeklere 2 yılda bir Gaitada Gizli Kan Testi (GGK) yapılmakta, 10 yılda birde kolonoskopi önerilmektedir.   Tarama sonrasında pozitif ya da şüpheli bulunan kişiler ikinci, üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirilmekte ve ileri tetkikler yapılmaktadır. Teşhis ve tedavi hizmetleri ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşları tarafından yapılmaktadır. 4 Şubat Dünya Kanser Günü hakkında konuşan Kocaeli İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Yüksel PEHLEVAN; ‘‘Kanser dünyada ve ülkemizde sık görülen bir hastalık. Özellikle kötü alışkanlıklar, sağlıksız beslenme, yaşam tarzı ve genetik faktörler gibi birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Kansere yol açabilecek kötü alışkanlıklardan vazgeçmeliyiz. Günümüzde kanser tedavisinde ciddi ilerlemeler var. Burada önemli olan nokta kanseri erken evrede teşhis edebilmek ve erken tedavi şansını kaçırmamak. Erken teşhis edilen vakalarda iyileşme oranı daha yüksek. Bunun için İlçe Sağlık Müdürlükleri, Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) ve Aile Sağlığı Merkezleri (ASM)’ne başvurabilirsiniz”. Teşhisten sonra da hastanın durumuna uygun tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Kanserden değil geç kalmaktan korkun. Erken teşhis hayat kurtarır.’’ dedi.
Kanser hem dünya hem ülkemiz için ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer almaktadır. Ölüm nedenlerine bakıldığında dünya geneli için yaklaşık her 6 ölümden birinin, ülkemiz için ise her 5 ölümden birinin kanser nedeniyle gerçekleştiği görülmektedir.

Kanser başlıca; tütün kullanımı, yüksek beden kitle indeksi (fazla kilolu ya da şişman/obez olma), meyve ve sebzeden fakir beslenme, yetersiz fiziksel aktivite ve alkol tüketimi gibi başlıca beş davranışsal ve beslenme ile ilgili risk faktöründen kaynaklanmaktadır. Oysa yine günümüz şartlarında kanserlerin %30-50’ye yakınının, risk faktörlerinden kaçınma ve mevcut kanıta dayalı önleme stratejilerinin uygulanması yoluyla önlenebilir durumda olduğu bilinmektedir. Ayrıca, erken tanı konmuş ve uygun şekilde tedavi edilmişse birçok kanserin iyileşme olasılığının da yüksek olduğu bilinen bir gerçektir.

Kansere neden olabilecek başlıca etmenler;

·         Sigara ve dumansız tütün ürünlerini de içeren tütün kullanımı

  • Fazla kilolu veya obez olmak
  • Düşük meyve ve sebze alımını içeren sağlıksız beslenme
  • Fiziksel aktivite eksikliği
  • Alkol kullanımı
  • Cinsel yolla bulaşan Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonu
  • Hepatit veya diğer kanserojen enfeksiyonlara maruziyet
  • İyonlaştırıcı ve ultraviyole radyasyon maruziyeti
  • Kentsel hava kirliliği
  • Katı yakıt kullanımından kaynaklanan iç mekân dumanı

Tütün kullanımı, kanser gelişimi yönünden en önemli risk faktörü olup kansere bağlı ölümlerin yaklaşık %22’sinden sorumludur. Akciğer kanserinin yanı sıra özefagus, mesane, böbrek, pankreas, mide, serviks (rahim ağzı) kanserlerinden de sorumlu olduğu bilinen tütün kullanımı, hangi yaşta olursa olsun terk edildiğinde kişinin yaşam kalitesi ve yaşam süresi üzerinde anlamlı bir fark yaratmaktadır.

Obezite ve kanser ilişkisine dair yapılmış çok sayıda epidemiyolojik çalışma obezitenin kansere neden olmasının yanı sıra kanser tedavisine yanıtın azalmasına, hastalık seyrinin bozulmasına ve artmış ölüm oranlarına neden olduğunu da ortaya koymaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, sağlıklı bir kiloyu korumak ve fiziksel olarak aktif olmakla bağırsak, meme, rahim, yumurtalık, pankreas, yemek borusu, böbrek, karaciğer, safra kesesi kanserlerinin gelişim riski önemli ölçüde azaltılabilmektedir. Yaşam tarzı değişiklikleri (örneğin günlük 30-40 dakikalık yürüyüşler, liften zengin meyve sebze ağırlıklı beslenme gibi) ile kansere karşı anlamlı risk azaltımı sağlanması mümkündür.

Sindirim ve boşaltım sisteminin farklı türde kanserleri ile ilişkisi olduğu ispatlanmış olan alkol tüketimi, kanser gelişim riskini azaltmada bireysel farkındalık ve çaba ile önemli oranda önlenme şansına sahiptir.

 

Ülkemizde yürütülen Ulusal Kanser Tarama programımızda,

Meme kanseri taraması; 40-69 yaş arasındaki kadınlara yılda bir kez klinik meme muayenesi yapılmakta, 2 yılda bir mamografi çekilmektedir.

Rahim ağzı kanseri taraması; 30- 65 yaş arası  kadınlara 5 yılda bir HPV-DNA ve smear testi ile yapılmaktadır.

Kalın bağırsak kanseri taraması; 50-70 yaş arasındaki kadın ve erkeklere 2 yılda bir Gaitada Gizli Kan Testi (GGK) yapılmakta, 10 yılda birde kolonoskopi önerilmektedir.

 

Tarama sonrasında pozitif ya da şüpheli bulunan kişiler ikinci, üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirilmekte ve ileri tetkikler yapılmaktadır. Teşhis ve tedavi hizmetleri ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşları tarafından yapılmaktadır.

4 Şubat Dünya Kanser Günü hakkında konuşan Kocaeli İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Yüksel PEHLEVAN; ‘‘Kanser dünyada ve ülkemizde sık görülen bir hastalık. Özellikle kötü alışkanlıklar, sağlıksız beslenme, yaşam tarzı ve genetik faktörler gibi birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Kansere yol açabilecek kötü alışkanlıklardan vazgeçmeliyiz. Günümüzde kanser tedavisinde ciddi ilerlemeler var. Burada önemli olan nokta kanseri erken evrede teşhis edebilmek ve erken tedavi şansını kaçırmamak. Erken teşhis edilen vakalarda iyileşme oranı daha yüksek. Bunun için İlçe Sağlık Müdürlükleri, Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) ve Aile Sağlığı Merkezleri (ASM)’ne başvurabilirsiniz”. Teşhisten sonra da hastanın durumuna uygun tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Kanserden değil geç kalmaktan korkun. Erken teşhis hayat kurtarır.’’ dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaeliyenihaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.