LASTİK İŞ havuz

“MİLLİ MÜCADELE, ÇANAKKALE ZAFERİNİN DEVAMIDIR’’

KOCAELİ 06.10.2024 - 13:08, Güncelleme: 06.10.2024 - 13:08
 

“MİLLİ MÜCADELE, ÇANAKKALE ZAFERİNİN DEVAMIDIR’’

14. Kocaeli Kitap Fuarındaki söyleşilerde yazarlar Ömer Türker ve Beşir Ayvazoğlu kitapseverlerle bir araya geldi

bu yıl “Savaşın ve Acının Edebiyatı” teması ile düzenlenen 14. Kocaeli Kitap Fuarı, kapılarını Kocaeli Kongre Merkezinde kitapseverlere açtı. Farklı alanlardaki söyleşi programları ve imza etkinlikleriyle düzenlenen kitap fuarında, birçok yazar, edebiyatçı, akademisyen ve entelektüel isim kitapseverlerle bir araya geliyor. Yazarlar Ömer Türker ve Beşir Ayvazoğlu, Karamürsel Alp Salonunda kitapseverlerle bir araya geldi.   “HANİFİLİK, ANADOLU’YA TÜRKLERLE GELDİ” “Anlamı Tamamlamak: Düşünce Geleneğimizin Kurucu Unsurları” adlı söyleşinde konuşan Yazar Ömer Türker, “Eşarilik Hicri 3. Yüzyılın sonunda kuruluyor. İmam Eşari 330 yılında vefat etti. İmam Eşari, Mürteziliğin içerisinde çıkan bir düşünürdür. Kendisi 40 yaşından sonra ehlisünnet mezhebine iştirak ediyor. Ehlisünnet daha eski başından beri kalabalık kitleyi oluşturan ehlisünnet ekolüdür. Birinci ekol budur. İslam dünyasında teorik düşünceyi taşıyan önemli şahsiyetlerin önemli bir kısmı bu ekol içerisindedir. Maturudilik aslında İmam Ebu Hanife’nin talebeleri tarafından gelişen bir ekoldür. İmam Maturidi’nin eserleri ile birlikte de sistemleşmeye başlıyor. Bilhassa Türklerin bulunduğu coğrafyada yaygınlaşmıştır. Türklerin bulunduğu bölgelerde bu yüzden dolayı iki büyük akım var; Hanifilik ve Maturidilik. Aslında Maturudilik, Hanifiliği Mezhebinin inanç versiyonunu temsil etmektedir. Türklerin, Anadolu’ya gelmesi ile birlikte Hanifilik de Maturidilik de sistemli bir şekilde Anadolu’ya geliyor” ifadelerini kullandı.   GAZALİ’DEN SONRA İSLAM DÜNYASI Yazar Ömer Türker, “Türklerin Anadolu’ya gelişinde kritik bir eşik var. İmam Gazali’den sonra İslam Dünyasında disiplinler iç içe girmeye başlıyor. Yani ekoller birbirleri ile çok yakınlaşmaya başlıyorlar. Ekoller arası bilgi akışı oldukça güçlenmeye başlıyor. İmam Razi, Fahrettin Razi ile birlikte bu süreç sistemli bir şekilde yeni bir akım doğuruyor. Bir alimde eğer Razi ismini duyarsanız Rey kelimesinde geliyor ve Rey, bugün ki Tahran’ın bir mahallesidir. İran, 1500’ten sonra Şiileşti. İran Şiileşmeden önce İslam Dünyasının düşünür ambarıdır aslında” dedi.           “ANADOLU’DA DİRENİŞİ YAZANLAR” “Anadolu’da Direnişi Yazanlar Kurtuluş Savaşı ve Edebiyat” adlı söyleşisinde konuşan Şair ve Yazar Beşir Ayvazoğlu, “Çanakkale Zaferi Milli Mücadeleyi ateşleyen bir savaştır. Milli Mücadeleyi Çanakkale’nin devamı olarak görebiliriz. Milli mücadeleyi, Çanakkale’de sivrilen kumandanlar yönetti. Milli Mücadeleden sonra bir milli marş yarışması açıyorlar. Ödülde o dönemin hatırı sayılır bir ücreti, 500 liradır. Yarışmaya 724 şiir katılıyor. Bunların içerisinden yedi tanesini seçiyorlar. Bu yedisinin dışındaki şiir ve metinler, şiir anlamında bir değeri olmayanlardır o kadar kötüdür. Bu kahramanlığı anlatmak için Mehmet Akif gibi konvansiyonel bir dile ihtiyaç vardı. Yani Balkan harbi sırasında, dünya harbi sırasında hakkın sesleri, Süleymaniye kürsüsünde, Fatih kürsüsünde, Berlin hatıratlarını yazmış bir şairin dili lazımdı” dedi.       
14. Kocaeli Kitap Fuarındaki söyleşilerde yazarlar Ömer Türker ve Beşir Ayvazoğlu kitapseverlerle bir araya geldi

bu yıl “Savaşın ve Acının Edebiyatı” teması ile düzenlenen 14. Kocaeli Kitap Fuarı, kapılarını Kocaeli Kongre Merkezinde kitapseverlere açtı. Farklı alanlardaki söyleşi programları ve imza etkinlikleriyle düzenlenen kitap fuarında, birçok yazar, edebiyatçı, akademisyen ve entelektüel isim kitapseverlerle bir araya geliyor. Yazarlar Ömer Türker ve Beşir Ayvazoğlu, Karamürsel Alp Salonunda kitapseverlerle bir araya geldi.

 

“HANİFİLİK, ANADOLU’YA TÜRKLERLE GELDİ”

“Anlamı Tamamlamak: Düşünce Geleneğimizin Kurucu Unsurları” adlı söyleşinde konuşan Yazar Ömer Türker, “Eşarilik Hicri 3. Yüzyılın sonunda kuruluyor. İmam Eşari 330 yılında vefat etti. İmam Eşari, Mürteziliğin içerisinde çıkan bir düşünürdür. Kendisi 40 yaşından sonra ehlisünnet mezhebine iştirak ediyor. Ehlisünnet daha eski başından beri kalabalık kitleyi oluşturan ehlisünnet ekolüdür. Birinci ekol budur. İslam dünyasında teorik düşünceyi taşıyan önemli şahsiyetlerin önemli bir kısmı bu ekol içerisindedir. Maturudilik aslında İmam Ebu Hanife’nin talebeleri tarafından gelişen bir ekoldür. İmam Maturidi’nin eserleri ile birlikte de sistemleşmeye başlıyor. Bilhassa Türklerin bulunduğu coğrafyada yaygınlaşmıştır. Türklerin bulunduğu bölgelerde bu yüzden dolayı iki büyük akım var; Hanifilik ve Maturidilik. Aslında Maturudilik, Hanifiliği Mezhebinin inanç versiyonunu temsil etmektedir. Türklerin, Anadolu’ya gelmesi ile birlikte Hanifilik de Maturidilik de sistemli bir şekilde Anadolu’ya geliyor” ifadelerini kullandı.

 

GAZALİ’DEN SONRA İSLAM DÜNYASI

Yazar Ömer Türker, “Türklerin Anadolu’ya gelişinde kritik bir eşik var. İmam Gazali’den sonra İslam Dünyasında disiplinler iç içe girmeye başlıyor. Yani ekoller birbirleri ile çok yakınlaşmaya başlıyorlar. Ekoller arası bilgi akışı oldukça güçlenmeye başlıyor. İmam Razi, Fahrettin Razi ile birlikte bu süreç sistemli bir şekilde yeni bir akım doğuruyor. Bir alimde eğer Razi ismini duyarsanız Rey kelimesinde geliyor ve Rey, bugün ki Tahran’ın bir mahallesidir. İran, 1500’ten sonra Şiileşti. İran Şiileşmeden önce İslam Dünyasının düşünür ambarıdır aslında” dedi.        

 

“ANADOLU’DA DİRENİŞİ YAZANLAR”

“Anadolu’da Direnişi Yazanlar Kurtuluş Savaşı ve Edebiyat” adlı söyleşisinde konuşan Şair ve Yazar Beşir Ayvazoğlu, “Çanakkale Zaferi Milli Mücadeleyi ateşleyen bir savaştır. Milli Mücadeleyi Çanakkale’nin devamı olarak görebiliriz. Milli mücadeleyi, Çanakkale’de sivrilen kumandanlar yönetti. Milli Mücadeleden sonra bir milli marş yarışması açıyorlar. Ödülde o dönemin hatırı sayılır bir ücreti, 500 liradır. Yarışmaya 724 şiir katılıyor. Bunların içerisinden yedi tanesini seçiyorlar. Bu yedisinin dışındaki şiir ve metinler, şiir anlamında bir değeri olmayanlardır o kadar kötüdür. Bu kahramanlığı anlatmak için Mehmet Akif gibi konvansiyonel bir dile ihtiyaç vardı. Yani Balkan harbi sırasında, dünya harbi sırasında hakkın sesleri, Süleymaniye kürsüsünde, Fatih kürsüsünde, Berlin hatıratlarını yazmış bir şairin dili lazımdı” dedi.   

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaeliyenihaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.